Mutluluğun ve Huzurun Kokusunu İçinize Çekin

Mutluluğun ve Huzurun Kokusunu İçinize Çekin diyerek başladığımız yazımızda mutluluğa ve huzura götüren kokunun yolculuğundan bahsedeceğiz.

Şimdi sakince bir düşünün, geçen hafta kafanıza taktığınız o küçük şeyleri…

Yaşamın her gün biraz daha zorlaştığı, geçim derdinin gittikçe büyüdüğü bu dünyada ne kadar yalnızlaştığımızı. Kendinize bir dönün ve bir anlığına da olsa bu dünyadan uzaklaşın. Çocukluğunuzda annenizin pişirdiği kestane kokusuna odaklanın. Bırakın tebessüm yüzünüze dağılsın. Masumiyetinizi yanınıza alın ve kendinizi sevin. Sevginin kokusunu içinizde hissedin. Size, içinize çekip, samimi bir gülümseme vermek için mutluluğun ve huzurun kokusunu sunuyoruz.

Mesela kendinize bir sorun. O çok canınızın sıkan şeyin yıllar sonra ne önemi olacak? Çocuğunuzu kucağınıza ilk aldığınızda burnunuza gelen o bebek kokusu gibi aklınızda canlı mı kalacak? Hayır! Her şey olduğu yerde kalacak, siz hayatınıza aynı hızla devam edeceksiniz. İşte, bunu bilerek yola devam edin. Sevginizi paylaşmaktan çekinmeyin. Hemen şimdi, evdeki ufaklığı yanağından öpün ve mutluluğun nasıl yayıldığını seyredin.

Duygularınıza kulak verin, olan olaylara odaklanmayın. Yağmurdan sonra burnunuza gelen toprak kokusu gibi sizi sakin yürüyüşe çağırıyorsa içinizdeki ses, hiç durmayın! Onu dinleyin, sakinliğin içinde dinlenin. Yağmurun tazeliğini ve toprağın kokusunu içinize çekin. Huzuru koklayın. Sonra evinizin kokusuna koşun ya da evinizi için sizi mutlu kılacak o kokuyu bulun. Size ‘İşte evim!’ dedirtecek o kokuyla buluşun.

Hayatınızda, çok sıradan olduğunu düşündüğünüz şeylerdeki mucizeyi görmeye çalışın. Her sabah içtiğiniz o kahveyi yudumlamadan önce kokusunu burnunuza çekin. Kahve kokusuna anlamlar yükleyin. Misafirliğe gittiğinizde sizin için hazırlanan kahvenin kokusunu aldığınızda o evin nasıl daha samimi olduğunu hatırlayın. Yaşamınızda her gün yaptığınız, olmazsa olmaz dediğiniz ama artık sizin için sıradan olmuş her şeyin kokusunu alın. Anlamlarını düşünün ve onlara huzur ve mutluluğun kaynağı olacak anılar yükleyin.

Gülümseyin, her gün gördüğünüz o saçları beyazlamış yaşlı teyzeye içten bir tebessümle selam verin. Hiç içimden gelmiyor demeyin. Sadece sonu tam istediğiniz gibi biten o kitabın kokusunu hatırlayın. Birbirini seven başkarakterlerin kavuşmalarını anlatan o sayfanın kokusunu… Sizi nasıl mutlu ettiğini… İşte bu kadar basit! Hiçbir zaman yanınızdan ayırmamanız gereken tek şeyin huzur olduğunu unutmayın.

Sadece biliyor ve hissediyoruz, toplumsal olarak her geçen gün biraz daha mutluluğa ve huzura ihtiyaç duyduğumuzu. Bu yüzden sobanın üzerine konulup da tüm evi tatlı bir kokuyla saran portakal kabuklarını düşünün. Mutluluğun ve huzurun kokusunu içinize çekin. Küçük şeyleri kafaya takmayın ama küçük şeylerden mutlu olmayı öğrenin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir